İsrail Mezâlimi Ve TÜRKİYE

Mesele, tamamen Türkiye’nin yumuşak karnı olan “Kudüs davası” ve Doğu Akdeniz’e konumlanmaya doğru Askeri hazırlık içerisinde olan batının niyetinin berraklaşmasına doğru ilerliyor.
Etrafında 100 milyona yakın müslüman halk olan israil ,bölgede istediğini yapabiliyor…

BUNA,DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE DUR! DİYEBİLECEK TEK DEVLET VE TEK MİLLET TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR.
LAKİN ÜLKEMİZİN DOĞU VE GÜNEY DOĞU BÖLGESİNDE HALEN SÜREN SON 50 YILIN EN BÜYÜK ASKERİ OPERASYONU YAPILIRKEN 7 BÖLGEMİZDE DE ABD MENŞELİ ÜSLER DE ASKERİ ENVANTERLİ YIĞINAKLAR BULUNUYORKEN SÜRECE “ ASKERİ AÇIDAN “ DAHİL OLMAK HALEN RİSK TAŞIYOR.
ÜLKEMİZİN DİPLOMASİ KANALLARINI BU SÜREÇTE DAHİ AÇIK TUTMASININ YEGANE SEBEBİ ; GAZZE HALKINA OLASI BİR İNSANİ YARDIM DA İKİ TARAF İLE DE İLETİŞİM HALİNDE OLABİLMEKTİR.

-Enerji politikası perspektifinden israil Filistin savaşı-

İsrail, 10 yıldır Gazze'yi işgal için plan yapıyor.

Aralık 2008'de İsrail güçleri Dökme Kurşun Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi'ni işgal etti.

Bu işgalin gerekçesi devam eden terörist faaliyetler ve Gazze Şeridi'nden İsrailli sivillere yönelik sürekli füze tehdidiydi.

Dökme Kurşun Operasyonu”ndan bir yıl sonra Tel Aviv, Doğu Akdeniz'de “İsrail kıyıları açıklarında” Leviathan doğal gaz sahasının keşfedildiğini duyurdu.

Gazze gaz sahaları daha geniş Levant değerlendirme alanının bir parçasıdır.

Mısır'ın Sina yarımadasından Suriye'ye kadar uzanan Doğu Akdeniz kıyı şeridinin tamamının, büyük gaz ve petrol rezervlerini kapsayan bir alan oluşturduğunu da belirtmek gerekir.

2001 yılında Başbakan Ariel Şaron'un seçilmesi önemli bir dönüm noktasıydı. Filistin'in açık denizdeki gaz sahaları üzerindeki egemenliğine İsrail Yüksek Mahkemesi'nde itiraz edildi. Şaron, Gazze'nin açık denizindeki gaz rezervlerinin İsrail'e ait olduğunu ima ederek, "İsrail'in Filistin'den asla gaz almayacağını" açıkça ifade etti.

BG ile 2007 yılında önerilen anlaşmaya göre, Gazze'nin açık deniz kuyularından gelen Filistin gazı, bir denizaltı boru hattıyla İsrail'in Aşkelon limanına aktarılacak ve böylece doğal gazın satışı üzerindeki kontrol İsrail'e devredilecekti.

Mossad Şefi Meir Dagan, gelirlerin teröre fon sağlayacağı gerekçesiyle güvenlik gerekçesiyle bu işleme karşı çıktı.

Kızıldeniz'deki bir petrol boru hattı terminali olan Eilat limanından Aşkelon'daki liman-boru hattı terminaline ve kuzeyde Hayfa'ya kadar uzanan İsrail'in enerji taşıma koridoruyla da bağlantı ile Türkiye'de Ceyhan'a bağlanmak istemektedir.

İsrail, Gaze'yi işgal ederse büyük bir gaz sahasını da ele geçirmiş olacak.

Bu sayede işbirliği yapılan İngiliz, İtalyan, ABD şirketleri önemli kar elde edecekler. Bu ülkeler bu nedenle İsrail'e güçlü destek oluyorlar.

Hindistan'ın geliştirdiği ticaret yolu Gazze üzerinden Avrupa'ya ulaştırılacak.

Avrupa'nın Rusya'ya olan gaz bağımlılığının bu sayede biteceği hesaplanıyor.

2000 yılında Gazze kıyı şeridinde keşfedilen geniş gaz rezervleri İsrail ve Avrupa için önemlidir.

Gazze-İsrail kıyı şeridindeki gaz rezervlerinin yüzde 60'ının Filistin'e aittir.

British Gas Group 2000 yılında iki kuyu açtı:. Bu kuyulardan Gaza Marine-1 ve Gaza Marine-2 önemli derecede verimli çıktı.

Rezervlerin British Gas tarafından 1,4 trilyon fit küp civarında olduğu ve değerinin yaklaşık 4 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.

Bunlar British Gas'ın kamuoyuna açıkladığı rakamlardır. Filistin'in gaz rezervlerinin boyutu çok daha büyük olabilir. Bu rezervlerin şimdilik 100 Milyar Dolar olduğu tahmin edilmektedir.

Gazze'nin gaz sahaları üzerindeki egemenlik meselesi hayati önem taşıyor. Yasal açıdan gaz rezervleri Filistin'e aittir. Ancak İsrail'in Gazze'nin açık deniz gaz rezervleri üzerinde fiili kontrolü vardır.

British Gas (BG Group) Tel Aviv hükümetiyle iş yapıyor. Hamas hükümeti, gaz sahaları üzerindeki arama ve geliştirme hakları konusunda devre dışı bırakıldı.

Gazze ve Enerji Jeopolitiği Gazze'nin askeri işgali, uluslararası hukuku ihlal ederek gaz sahalarının egemenliğini İsrail'e devretmeyi amaçlamaktadır.

Petrol fiyatları artabilir.

ABD Temsilciler Meclisi, Cuma günü İran petrolüne yönelik yaptırımları güçlendiren bir yasa tasarısını iki partinin de katılımıyla yapılan güçlü bir oylamayla kabul etti.

342-69 oyla geçen İran Petrolünü Barındırmayı Durdurma (SHIP) yasa tasarısı, ABD yaptırımlarını ihlal ederek İran'dan ihraç edilen petrolü işleyen yabancı limanlara ve rafinerilere önlemler dayatacak.

Bu yaptırımlardan en çok Hindistan ve Çin etkilenecek.

PETROL DOLARA ENDEKSLİ BİR TİCARET MEKANİZMASIDIR .
PETROL KANDAN DAHA KIRMIZIDIR.

TÜRKİYE’NİN OLAYLARA KARŞI BAKIŞI

Aksa harekatının ilk gününden beri toplumda güç erkleri veyahut etki ajanları yada siz sevgili okurlar , herkes hemen hemen Devletin bu soruna kayıtsız kaldığını hatta tepkisini yeterince gösterememesinden yakındınız.
Bununla birlikte haberlerde duyduğumuz bir kaç , resmi olarak ‘ülke’ diye adlandırılsalar da Dünya Siyasetinde hiçbir pay sahibi olmayan ülkelerin ( HONDURAS BAHREYN) israil ile diplomatik anlaşmalarını ticaret anlaşmalarını askıya alması, kafanızda ki bu şüpheyi daha da arttırdı . Geçtiğimiz günler de bunun böyle olmadığını tabiat kanunu gibi gözler önüne seren bir açıklama, MHP lideri Sn Devlet Bahçeli’den geldi.
Bahçeli’nin açıklamalarının analizi olarak sizlere bir kaç şey izah etmek istiyorum .
Bu soykırım , yazımın başında da söylediğim gibi sadece GAZZE ile kısıtlı kalacak bir mevzu bahis değildir Asıl hedef , dün olduğu gibi bugün de Türkiyedir . gerek az önce belirttiğim gibi enerji politikaları gerek Ülkemizin söz sahibi olduğu gücünü tüm dünya’ya gösterdiği Doğu Akdeniz’ de oluşturduğumuz üstünlükler , diplomasi de Savunma sanayimizde yerli ve millilik oranımızın artması ile “otonom” bir Dış politika yürütmemiz olayları daha da anlaşılabilir kılıyor .

Devlet Bahçeli'nin çıkışının asıl sebebi, Filistin'den sonra hedefin hızla Türkiye ve Anadolu olmasıdır.
7 bölgesinde de askeri olarak tehdit unsurları olan Ülkemiz böylesi bir krizde derhal müdahale etmekte tereddüt etmiyor , aksine buna itilmeye çalışıldığının farkına varıyor ve itidalli davranıyor…

ABD ve Yahudi diasporası Suriye ve Irak sınırında PKK/PYD üzerinden Türkiye'ye bir savaş ilan etmeye hazır. Anadolu'nun içlerine taşınmak istenen bir savaş var. Devlet Bahçeli devlet aklı’nın adeta bir sözcüsü olarak bu olay örgüsünün asıl manasını hem içimizde ki sabırsızlara hem de tüm Dünya’ya ilan etti .

YAHUDİLERİN KISA GEÇMİŞİ

Kur'ân-ı Kerim'de İsrailoğullarından pek çok peygamber gönderildiği, bir zamanlar Allâh'ın yeryüzü hâkimiyetini kendilerine ihsan ettiği bildirilmiştir. Ancak onlar peygamberlerini öldürmüşler, kendilerine Allâh'ın vermiş olduğu lütuf ve nimetleri azgınlık ve taşkınlık yapmak yolunda kullanarak zulmetmişlerdir.

Onlar, Peygamber Efendimizi (s.a.v), O'na indirilecek din ve şeriatı, hattâ Peygamber Efendimizin ashâbını ve ümmetini çok iyi bilmekteydiler. Kendilerine gelmiş peygamberler, onları hep bu peygambere îman ve itaat etmek üzere hazırlamıştı. Ancak onlar, son peygamberin kendi ırklarından çıkmaması üzerine, insanlar arasında O'na en büyük düşman kesilmiş ve inatları yüzünden çok az bir kısmı îman etmişti.

Aynı şekilde Yahudilerin "kendilerinin Allâh'ın en seçkin milleti, O'nun evlâtları" olduğu ve "ne yaparlarsa yasınlar, cehennemde sayılı birkaç gün dışında azap görmeyecekleri" iddiâları reddedilmiş, onların "yaptıklarının bedelini misliyle görecekleri" ve "yapmış oldukları kötülükler sebebiyle aslâ ölmek istemedikleri" haber verilmiştir.

Sonuç

Tüm Dünya’da yankı uyandıran bu soykırım , batı’nın gerçek yüzünü bir kez daha görmemizi sağlamıştır
Yıllar önce “Srebrenista’da bize gerçek yüzünü bir kez daha hatırlatan batı , şimdi şiddetin, insan hakları ihlalinin en alçak en acımasızca boyutunu suçunu işlemektedir.

Bizler toplum olarak ne yapmalıyız?

Öncelikle , benim ne etkim olur demeden bir boykot a başlamalı hatta bu boykot’u Okullarda çocuklarımıza aşılayacak şekilde alışkanlık haline getirmeliyiz. Bazı Belediyelerimiz İsrail ürünlerinin satılmaması kararını ardı ardına açıklamaya başladı yeter mi ? Yetmez…
Boykot minvalinden kastım,sadece bir ürün ve alışveriş olarak değil kültürel olarak bir boykot.
Yıllarca bize “ BATI GÜZELLEMESİ “ yapanlara da bir tokat niteliğinde hissedilmelidir.
Ancak boykot sürecinde aklımızdan çıkarmamamız gereken çok önemli bir husus var sayın okur.
Mecburi olmayan ihtiyaçları boykot ederken ,birden önümüze her gün almanız gereken bir ilacın da israil malı olduğu gerçeği ile, yüzleştiğimizi düşünelim
Buradan çıkarmamız gereken asıl ders, üreten çalışan bir ülke olmak, düşmanı sadece sloganize ve ezberlenmiş laflarla değil , Savunma sanayinde olduğu gibi toplumsal yaşamın her alanında tükettiiğimiz ürünleri kendimizin üretmesinin gerektiğidir.
Düşünen düşünmeye teşvik eden bir Millet bu süreçte azalacağına daha çok artacaktır.
Bunun için kırmadan dökmeden “Dünya’yı siz mi değiştireceksiniz”diye soranlara
“Değiştirmeyeceğiz Güzelleştireceğiz” diye haykırarak ,bütün enerjimizi Bu güzel Ülkemiz için harcamalıyız...

Sivil itaatsizlik adı altında gösteriler resmi STK’lar aracı ile yapılan yürüyüşler de lütfen kolluk kuvvetlerimizi yormayacak şekilde , her zaman tek başımıza bir bireyden ziyade Bir Devlet gibi düşünüp , Ülkemizi zor duruma sokacak eylemlerden kaçınmalıyız. Vakti saati geldiğinde gecenin karanlığı gibi ateşin sıcaklığı gibi nefretin dışa vurumunda ki haykırış gibi, şiddetlibir şekilde düşmanın karşısına dikilmek için mazlumun yanında yer olabilmek için , kutuplaşmadan bu güzel ülkemiz için hepimiz gücümüz nispetinde çalışmaya üretmeye anlatmaya devam edelim.
Nitekim ABD’nin israil’e yardım adı altında Doğu akdeniz’e gönderdiği savaş gemileri sadece israil için değil bölgede konumlanmak adına bir güç gösterisi için, lakin buna karşılık Türkiye Cumhuriyeti aynı tarihlerde , Doğu Akdeniz’de eşi benzeri görülmemiş bir tatbikat başlattı ve kara sularımızda “NAVTEX” İlan etti
29 Ekim kutlamaları sırasında İstanbul boğazında 100 Savaş gemimiz ile tüm dünya’ya nasıl onlar niyetlerini belli ettiler ise bizde tarafımızı ve duruşumuzu bir kez daha mazlumun yanında olduğumuzu ve olacağımızı ifade ettik.

“Dünya TÜRKİYE’den küçüktür”
ER YA DA GEÇ BU ANLAŞILACAKTIR.